2018 Ocak ayının son haftasıydı. Ben,Murat KEEÇECİ,Volkan ÖZYILDIRIM, bir arabaya İbrahim AĞCA,Behçet ÖZEN,Resul YUSUF ve Yusuf KARA bir arabaya atlayıp iki araç Sarosun yolunu tuttuk aklımızda iki mera vardı ben,Murat KEEÇECİ ve Volkan ÖZYILDIRIM 1. meraya diğer ekip te 2. meraya doğru birbirimize şans diledikten sonra yola koyulduk. Biz vardığımızda daha güneş doğmamıştı güneşin doğmasını beklerken, hazırlıklarımızı yaptık hava buz gibiydi baya üşüdük. Herşey tamamdı, sırada kısmetimizi aramak vardı diğer ekip te hazırlıklarını yapmış havanın ağarmasını bekliyordu 20 dakika kadar bekleyip alaca karanlık olunca arabadan inip meraya doğru 20 dakikalık yolculuk başladı.
Su pek istediğimiz kımavda değildi hava'da biraz yatmıştı. Olsun ocak ayındaydık ve Saros gibi bir yerde bu mevsimde balık illaki çıkacaktı enazından ümidimiz böyleydi saat 10'a kadar denizi dövdük ama hiçbir şey yoktu, birden Murat keçeci'nin balık aldığını gördüm 2 dakika sonra oltama sert ve agresif hareketler yapan bir balık bindi Daiwa 120 ssr Fuyajyo takılıydı işte dedim levrek bu! kafa atışları sağa sola basmaları tüm yorgunluğumu attırmıştı bana.
Kıyıya geldiğinde ağzım açık sahtenin ucundaki balığa baka kaldım karagözdü bu sonra bidaha sahteyi suya attım ve bir vuruş daha aldım balığı sudan cıkartıken düşürdüm arkasından 2 balık daha aldım cok ufak olduğu için hemen bıraktım Murat ve Volkan ellerinde balıkla bana doğru geliyordu Murat'ın bir elinde karagöz diğer elinde sahte en arkadaki üçlü iğnesinin ikisi yok, kalan tek iğne de sakız gibi olmuş, ortadaki üçlü balığın altından girdiği için kaçamamıştı. Levrek yoktu ama olsun amacımıza tam anlamıyla olmasa'da ulaşmış birkaç balık tutmuştuk. Telefonlarımız çekmiyor diğer ekipten haber alamıyorduk geri dönüşe geçtik 40 dakika kadar arabaya doğru yokuş çıktık artık bitmiştik. Volkan la Murat çivi gibiydiler aramızda en iyimiz KEÇECİ'idi kamışları ona verdik Volkan idare eder durumda ama ben zaten şişmanım nasıl nefes alacağımı şaşırmıştım. Çok şükür arabaya vardık ustümüzü değiştirip diğer ekibi aradık.
İbrahim AĞCA'nın günüydü 3 kilo levrek almıştı
120 SSR Ayu kıyıya 3 metre kala levreğin yemi olmuştu
yanlarına gidip birkaç poz hatıra resmi çekildik ve İstanbul'un yolunu tuttuk tüm arkadaşlarımın emeğine sağlık cümleten rast gele
Su pek istediğimiz kımavda değildi hava'da biraz yatmıştı. Olsun ocak ayındaydık ve Saros gibi bir yerde bu mevsimde balık illaki çıkacaktı enazından ümidimiz böyleydi saat 10'a kadar denizi dövdük ama hiçbir şey yoktu, birden Murat keçeci'nin balık aldığını gördüm 2 dakika sonra oltama sert ve agresif hareketler yapan bir balık bindi Daiwa 120 ssr Fuyajyo takılıydı işte dedim levrek bu! kafa atışları sağa sola basmaları tüm yorgunluğumu attırmıştı bana.
Kıyıya geldiğinde ağzım açık sahtenin ucundaki balığa baka kaldım karagözdü bu sonra bidaha sahteyi suya attım ve bir vuruş daha aldım balığı sudan cıkartıken düşürdüm arkasından 2 balık daha aldım cok ufak olduğu için hemen bıraktım Murat ve Volkan ellerinde balıkla bana doğru geliyordu Murat'ın bir elinde karagöz diğer elinde sahte en arkadaki üçlü iğnesinin ikisi yok, kalan tek iğne de sakız gibi olmuş, ortadaki üçlü balığın altından girdiği için kaçamamıştı. Levrek yoktu ama olsun amacımıza tam anlamıyla olmasa'da ulaşmış birkaç balık tutmuştuk. Telefonlarımız çekmiyor diğer ekipten haber alamıyorduk geri dönüşe geçtik 40 dakika kadar arabaya doğru yokuş çıktık artık bitmiştik. Volkan la Murat çivi gibiydiler aramızda en iyimiz KEÇECİ'idi kamışları ona verdik Volkan idare eder durumda ama ben zaten şişmanım nasıl nefes alacağımı şaşırmıştım. Çok şükür arabaya vardık ustümüzü değiştirip diğer ekibi aradık.
İbrahim AĞCA'nın günüydü 3 kilo levrek almıştı
120 SSR Ayu kıyıya 3 metre kala levreğin yemi olmuştu
yanlarına gidip birkaç poz hatıra resmi çekildik ve İstanbul'un yolunu tuttuk tüm arkadaşlarımın emeğine sağlık cümleten rast gele
Yorumlar
Yorum Gönder