Olta balıkçılığı binlerce yıl öncesine dayanıyor, arkeologlar balıkçıların MÖ 2000 yılından kalma olta, misina ve kanca kullandıklarını kanıtlıyorlar. 1603'ten 1868'e kadar geçen süre, içerisinde birkaç farklı doğal üründen doğal misinalar yapıldığı görüldü. İlk doğal misina ilk olarak sericterium'dan yani ipek böceğinin ipeğinden ve örümcek ağından yapıldı.
sericterium örümceğin: ağ üreten organının ismidir.
İlk doğal misinaları oluşturmak için ipek bezi lifleri sıraya sokuldu. Bu doğal misinalar ideal orta sertlik ve iyi görünmez şeffaflık özelliklerine sahipti. En çok zorlandıkları alan, misinanın oluşturulması için gereken süredir ve üretilebilecek maksimum uzunluk 244cm'in biraz üzerindeydi. Doğal misinanın bu şekilde geliştirilmesi ve üretimi çok yeni bir icat'dı ve çok zordu.
Bu dönemde yapılan misina aynı gramajdaki altından daha pahalıydı.
Güveler ipekböceği yuvaları yapacak ve misina yapımcıları ipek bezi liflerini ayırmak için bu yuvaları toplayacaklardı. Aşagıdaki resimde 1 adet yuvayı görebilirsiniz
sericterium (ipek bezeleri) yuvalardan çıkarıldı ve 1 ila 10 dakika arası Asetik asite batırıldıdaha uzun süre kaldıklarında çok sert ve kırılgan hale geliyorlardı
1-10 dakika olan zamanı ipeğin kalitesi belirliyordu. Aşağıdaki resimde Asetik asite batırılmış ipeği görebilirsiniz.
Asetik asit nedir?
Asetik asit: Asetik asit veya etanoik asit CH3COOH formüllü bir organik asittir, sirkeye ekşi tadını ve keskin kokusunu vermesiyle bilinir. Karboksilik asitlerin en küçüklerindendir (en küçük olan formik asittir). Doğada karbonhidratların yükseltgenmesiyle oluşur. Sanayide asetik asit hem biyolojik yolla hem de sentetik yolla imal edilir. Tuz ve esterine asetat denir. Suda tamamen çözünür.
Yoğun asetik asit cildi yakar, göze kalıcı zarar verir ve ciltte kabarcıklar oluşmasına neden olur. Etkileri birkaç saat sonra hissedilir. Bu etkilerden korunmak için nitril koruma eldivenleri giyilir . Asetik asit 39 °C üzerinde tutuşabilir, havayla patlayıcı karışımlar oluşturabilir.
Asetik asidin zayıf bir asit olması onun özellikle ev içinde temizleme amacıyla kullanılmasının nedenidir. Seyreltik asetik asit (sirke) çaydanlıkların kireçten arındırılmasında, cam ve diğer parlak yüzeylerdeki madenî birikmeleri temizlemekte kullanılabilir.
Yukarıdaki resimde asitte bekleme süresini tamamlamış ipeğin gerdirerek uzatılmış halini görmektesiniz.
1884'te Fransa'da reçine ve kimyasallarla karıştırılmış ipek kullanılan bir işlemle “yapay” misina icat edildi. Bu, tüm doğal liflerden yapılmayan ilk misinayı temsil ediyordu.Misina üretimi hızla arttı dünyanın çeşitli yerlerinde nylon / monofilament misinalar balıkçıların hizmetine girdi.
1939-1942'de Toray, naylon 6, “Amiran” dahil olmak üzere tüm sentetik misinaları poliamidler olarak adlandırdı. 1943'te Toray, “Poliamid bazlı sentetik lifler ve polimerlerden üretim için hammaddelerin sentezi üzerine araştırmalar yaparak” yeni misina çağını açtı.
İlk fluorokarbon misina, bir karbon bileşiği "viniliden florür reçinesi" fluorocarbondu. Kureha 1970 yılında üretime başladı ve 1971'de Japonya'nın ilk fluorocarbon lideri “Seaguar” çıkış yaptı. Florit içinde bulunan flor atomları kullanılarak üretilmiştir. Hammaddeye, enjekte edilen flor bileşiğinden üretilen topak haline getirilmiş PVDF monomeridir.
Bu fluorocarbon misinalar başlangıçta sadece tuzlu suda lider / öncü malzeme olarak kullanılmıştır.
Bu fluorocarbon misinalar başlangıçta sadece tuzlu suda lider / öncü malzeme olarak kullanılmıştır.
![]() |
| PVDF monomeri |
Fluorocarbon misina yapısı gereği monoflament
misinalardan daha az görünürlüğe sahiptir.
Buda çift katmanlı bileşenden üretildiği içindir.
Bu durumu şöyle örnekleyebiliriz. Elektirik teli ve
üzerindeki naylon kaplama gibi düşünün mono misinada ise sadece tek kat vardır
direk elektirik teli olarak algılayabiliriz.
Bu sebebple sürtünmelerde daha dirayetlidir ve çabuk kopmaz.
Fluorocarbon misinanın çift katmanlı birbirine yapışık
yapısı daha sert ve daha düşük hafızaya sahiptir. Bir fluorocarbon misinanın
hafızası nekadar düşükse balıkçılar için okadar kalitelidir. Misinayı
avuçaranıza alıp yuvarlayıp topak haline getirin aynı işlemi fluorocarbon misina içinde yapın
daha sonra ikisinide uçlarından çekip gerdirin ve bırakın mono misina eski hali
gibi düzelmeyecek çünkü naylonun hafızası elinizle verdiğiniz şekli hafızaya
alıp o şekilde kalmaya müsayittir. Bu durum fluorocarbon için tam tersidir çekip
bıraktığınızda eskisi gibi düzleşme eylemi gösterecektir ve monoflament
misinaya göre çok daha sürtünme ve UV ışığına karşı direnç gücüne sahiptir.
Ama monoflament misinanın Çeker gücü fluororcarbona göre
daha yüksektir.
Fluorocarbon hidrojen atomu ile bağlanmış Etilen türevi
organik bir bileşendir. (vinli) Fluororcarbon vinyliden florür yani karbon ve
flor (gaz) atomundan oluşan fluropolymerdir.
Basit bir test ile monoflament ve fluorocarbonu uçlarından yakarak anlayabiliriz fluorocarbon yakıldığında siyahlaşır.
Fluorokarbon, mono misinalar gibi soğuk veya ultraviyole
ışıktan etkilenmez. UV ışığı sokaktaki ışıklardan gelebilir veya dışarıdayken
makinadaki kullanıma hazır hali ile av sırasında güneşten gelen ışınlara maruz kalabilir. UV
ışığı gece avlarında Aydan gelebilir.
Işık geçirgenlik konusunda Fluorocarbon misinanın su altındaki kırılma indisi aşağıda görsellenmiştir.
Bir maddenin kırılma indisi, o maddede yol alan ışığın ya da diğer elektromanyetik dalgaların boşlukta yol alan ışığa göre ne kadar yavaş ilerlediğini gösteren bir katsayıdır. Genellikle n sembolü ile gösterilir.
Makine mühendisliği ve ekonomi mezunu Walter KUMMEROW: DAM’ın (o zaman Avrupa'nın en büyük üretici markası) araştırma ve geliştirme departmanını Berlin’de ASPO GmbH'nin kurucu ortağı olarak Plate GmbH ile birlikte 1976'da ASPON C Misina pazarını Berlin'de tanıttı.
Sunline'da Walter KUMMEROW'dan 1 sene sonra 1977 yılında en yüksek kalite fluorosunu oluşturmaya odaklanmış ve hızla Japon pazarında öne çıkmıştır. 1981 yılında Sunline sert reçine kaplamalı ilk fluoro olan Kyokurin Hard'ı piyasaya sürdü. 1984'ten kısa bir süre sonra Powerd, Japon pazarında faaliyete geçti. Powerd, fluoro için listelenen çap ve düğüm kuvveti ile göz ününe geçti. Bu, balıkçıların ilk kez fluorocarbonun gerçek çapını ve çekme / gerilme mukavemetini öğrenmesini sağladı.
1944 Lübeck (lümberg)Almanya doğumlu Walter KUMMEROW kendisini olta balıkçılığına adamış 14 kez mesafe atış 10 kez de işaretli hedef atışı Turunuvalarında toplamda 24 kez Dünya Şampiyonu (PLATIL-World-Cup) rekor sahibi Walter KUMMEROW, Avrupadaki lakabı legend (efsane) olarak bilinen bir şampiyonun PLATIL STRONG misina geliştirme konusunda Plat GmbH ürün geliştirme müdürü ile ortaklık yaptı. ASPON C ile piyasaya girdi.
Bu misina, o zamanlar kesinlikle en iyi monofilamentti.
1983 yılında Walter Kummerow Berlin'de WAKU GmbH'yi kurdu. WAKU test cihazları yaptı ve STROFT ismini verdiği misinayı üretti bu andan itibaren tüm WAKU misinaları STROFT adını taşıyor ve başarı hikayesi başlıyor. İlk önce STROFT SUPER ve daha sonra STROFT GTM, monofilament misinalar olta makinelerinde kullanılmaya başlandı.
Münih'teki TÜV kurumu tarafından başarıyla test edildi.
![]() |
| 24 kez dünya şampiyonu olan Avrupada (legend) efsane lakabı ile bilinen Walter KUMMEROW'un ip ve misinaların düğümsüz çekerlerini fabrikasında test ederken çekilmiş bir fotoğrafı |
Günümüzde misina çeker değerlerini test edip onay veren EFTA veya İGFA gibi kuruluşlar tarafından incelemektedir.
EFTA misinanın kalınlığının testini (0,30mm yazan bir misinanın gerçekten 0,30mm olup olmadığını) veya çeker testini yapan: (örneğin 4,80kg çeker yazan bir misinanın gerçekten %10 toleransla o kilogramı çekip çekmediğini ıspatlar) bir nevi doğruluk ve İSO onayı gibi düşünebiliriz.
EFTA onaylı misina benim bildiğim kadarı ile Türkiyede sadece Walter KUMMEROW'un kurucusu olduğu STROFT markasında onaylandığını biliyorum
Hareket 1992'de gerçekleşti. Ertesi yıl STROFT N, STROFT FLUOR ve STROFT ABR (poliamidden yapılmıştır) ve STROFT FC1 ve FC2 (% 100 Fluorokarbon) piyasaya sürüldü. Ve menzile STROFT GTP örgüsü, R tipi ve S tipi (% 100 UHMWPE fiberlerden yapılmış) katıldı, sonuçta STROFT GTP örgüsü 2008 yılında Blinker dergisi tarafından testte en iyi seçildi.
Daha sonra 2011 yılında, uzun yıllar süren gelişimden sonra, GTM STROFT lider sistemi tanıtıldı. Sistem 44 düğümsüz konik liderden oluşmaktadır. 2012'de "dünyanın en iyi monofilament misina" olan GTM STROFT, 0.19mm'den toplam 0.40mm çapa kadar genişledi.
1990'larda levrek (bass) ve Alabalık avlayan balıkçılar, fluorocarbon liderlerini makinalarında ana hat olarak kullanmaya başladı. Avcılar, liderlerin ana hatları olarak kullanmasını düşük görünürlük ve daha yüksek aşınma direncinin özelliklerinden yararlanmak istiyorlardı. (FLY makineleri için) Fluorocarbon ayrıca naylondan daha az gerginliğe sahip olması nedeniyle bir ana hat için daha fazla hassasiyet sağladı. 1991 yılında Sunline, artan teknoloji ve yılda çok daha büyük üretim kapasitesine sahip yeni bir fabrika açtı. 1992 yılında Sunline, Sunline markalı fluorocarbon hatlarının üretimine başladı,
Bu sene içerisinde STROFT markası'da fc1 ve fc2 modelli fluorocarbonlarını tüm ülkelere satmaya başlamıştı.
ABD dergisi “Fly Fisherman” Mayıs 2012'de şimdiye kadar muhtemelen en büyük monofilament testini yayınladı
30 farklı marka !!!
Test cihazı, tüm ürünlerin ortalama kopma mukavemetini (düğümsüz) ölçmüştür.
gerçek çaplar. Daha sonra en iyi ürünlere 22 farklı düğüm ile bir düğüm testi yapıldı.
Test edilen tüm markaların içinde “kopma direnci birincisi” STROFT GTM'dir.
Balıkçılık dergisi “Rute und Rolle” TÜV Münih tarafından yapılan bir testin sonuçlarını yayınladı
(Alman standartlar organizasyonu) 10 monofilament misinanın çeşitli özellikleri ve üretici aralığı karşılaştırıldı.
Örneğin:
- Belirtilen kalınlık
- Gerçek çap
- Güğüm kuvveti öncesi ve sonrası misinanın gerilmesi
- Misinanın gerilmesinden öncesi ve sonrası elastikiyet
- Bir depoda saklandıktan sonra düğüm kuvveti
- Sıcak atmosfer - sıcak bir ortamda saklandıktan sonra esneklik.
Balıkçıların herhangi bir tür için fluorocarbonu tercih etmeye devam etmelerinin
en büyük dört nedeni:
- Aşınma direnci
- Su altında görünürlüğün azalması
- Daha fazla hassasiyet
- Ultraviyole ışık gibi doğal koşullardan etkilenmemesidir.
Fluorocarbon, kayalardan, ağaçlardan veya balık dişlerinden aşınmaya karşı
naylon / monoflament misinalardan çok daha büyük bir dirence sahiptir.
Fluorocarbon su altında mono misinadan daha az görülebilir. Suyun kırılma indisi 1.33'tür.
Fluorocarbon 1.42 kırılma indisine sahiptir, mono misina ise 1.53 tür.
Fluorocarbonu su altında daha az görünür yapan şey budur.
Rast gelsin:
Murat DEMİRCİ















Yorumlar
Yorum Gönder